-
1 toujours
1 de tout temps hep, her zaman◊Cela a toujours existé. — Bu hep vardı.
◊Cela sera toujours ainsi. — Bu her zaman var olacak.
2 depuis toujours oldum olası3 pour toujours sonsuzluğa kadar4 hep [hep]5 encore hâlâ ['haːlaː]◊Il l'aime toujours. — Onu hâlâ seviyor.
6 nasıl olsa ['nasɯɫ olsa]◊Tu peux toujours l'appeler. — Onu aramandan bir şey çıkmaz.
-
2 éternité
n f1 sonsuzluk2 période très longue uzun zaman◊Cette réunion a duré une éternité. — Bu toplantı çok uzun sürdü.
См. также в других словарях:
ebediyen — zf., Ar. ebediyyen 1) Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar Ebediyen sustuğuna ihtimal veremedim. P. Safa 2) Hiçbir zaman Ebediyen gelmeyecek birisi, değil mi? K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürgit — zf. Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar, ilelebet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürgit yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
art — is., dı 1) Arka, geri Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. T. Buğra 2) Bir şeyin öbür yüzü 3) sf. Arkada bulunan Art damak ünsüzü. Art teker. Birleşik Sözler art arda art avurt art bölge art damak … Çağatay Osmanlı Sözlük